URBANJOBS’tan zamansız deneyimler


Scalla, sadece bir restoran değil; URBANJOBS’ın tasarım anlayışını temsil eden, çok katmanlı bir mekan deneyimi. Mimar Murat Dede’nin sözleriyle, “Tasarım yalnızca bir form değil, zaman içinde nasıl yaşanacağına dair bir önerme.” İşte Scalla, bu öneriyi İstanbul’un gastronomik haritasında estetik ve işlev arasında kurduğu dengeyle hayata geçiriyor.


Mimar Murat Dede öncülüğünde çalışan stüdyo, tasarımı bir deneyim yaratma aracı olarak tanımlarken, her projede zamansız bir estetik ve işlevsel bütünlük hedefliyor. URBANJOBS’ın yaklaşımı, mekansal akışı ve okunaklılığı merkeze alırken, her detayda duyusal bir katman inşa ediyor.


Bugüne kadar Batard, Zula, Momo Bebeköy, Saku, Clove gibi mekanları gastronomiyle buluşturan stüdyo, son olarak lüks bir Akdeniz restoranı olan Beykoz’daki Scalla projesiyle karşımıza çıkıyor.


Katmanlı, akışkan ve hafızada kalan


İtalyanca’da “merdiven” anlamına gelen scala kelimesinden esinlenen Scalla, yalnızca bir isim değil; aynı zamanda ziyaretçinin mekandaki yönelimi, deneyimi ve algısal yolculuğu üzerine kurulu bir tasarımın ana metaforu.


Cam perde ile gelen esneklik


Restoranın en çarpıcı unsurlarından biri, geleneksel cephe kurgusunu reddederek tasarlanan “cam perde”. Akdeniz’in kıvrımlı sahillerinden ilhamla oluşturulan bu eğrisel cephe sistemi, fiziksel sınırları yumuşatıyor; kimi zaman içe dönerek işlevsel alanlar tanımlıyor, kimi zaman ise dışa açılarak alanı genişletiyor. Bu geçirgen yüzey, mekanın içiyle dışı arasında nefes alan bir bağ kurarken, iç mekandaki akışkanlığı da güçlendiriyor.


Barın yeni tanımı


Scalla’da bar yalnızca bir sosyal toplanma noktası değil; aynı zamanda mekansal yön bulma ve deneyimi katmanlandırma aracı olarak kurgulanmış. Ziyaretçiler, barı her noktadan görsel olarak algılayabiliyor ve bu odak noktası sayesinde mekan içinde sezgisel olarak yön bulabiliyorlar. Murat Dede, bu mekansal kurguyu şöyle tanımlıyor:


“Ziyaretçi WC’ye giderken barı geçer, ardından mutfak geçiş penceresinin önünden yürüyüp bir seviyeye çıkar. Geri dönerken mekana yeniden bakar ve tekrar barla karşılaşır. Bu döngü, mekansal süreklilik duygusunu pekiştirir.”


Bu bilinçli kurgulama, kullanıcı deneyimini yalnızca işlevsellikten çıkarıp mimari bir hafızaya dönüştürüyor.


Malzemenin doğasıyla kurulan diyalog


Scalla’nın iç mekanında kullanılan tüm malzemeler, URBANJOBS’ın duyusal katmanlar yaratma prensibini yansıtıyor. Ahşap, açık tonlu mermer, deri ve özel bakır kaplamalı alüminyum destekler bir araya getirilerek sıcak ama rafine bir atmosfer oluşturulmuş. Eğrisel ayırıcı paneller, hem görsel derinlik katıyor hem de alanları yumuşak bir biçimde tanımlıyor.


Aydınlatma da tasarımın önemli bir parçası: Duvar aplikleri, masa lambaları ve zemin aydınlatmaları, yapının mimari formlarına eşlik edecek şekilde entegre edilmiş. Tavan ise alanın ihtiyacına göre kimi zaman yükseliyor, kimi zaman kirişlerle bölünerek mekansal ritim yaratıyor. Bazı tavan bölümleri, örme deri detaylarla vurgulanarak alçak hacimlerde daha samimi bir atmosfer oluşturuyor.


URBANJOBS’ın mekansal anlatısı


URBANJOBS, her projede mekanı sadece bir yapı değil, bir anlatı alanı olarak ele alıyor. Scalla’da da bu yaklaşımın izlerini sürmek mümkün: Ziyaretçi mekanı gezerken, tanımsız alanlardan tanımlı alanlara, kamudan özele geçerken sürekli bir dönüşüm hissi yaşıyor.


www.urbanjobs.istanbul

Başa dön tuşu